Türk siyasetinin II. Meşrutiyet döneminden beri yaşadığı en temel sorun eylem ve söylem birlikteliğinin bir türlü yakalanamamasıdır.
Çağın getirdiği popüler söylemlerle hareket etmeyi bir meziyet zanneden pek çok siyasi parti benimsemediği hatta karşı çıktığı görüşleri sırf toplumun belirli bir kesiminin temsiliyetini elde edebilmek için savunduğu görülmüştür. Siyasi partiler tarihimiz ne yazık ki bu türlü partiler mezarlığıyla doludur. İşin ilginç kısmı ise yaşadığımız bu dönemin partileri geçmişten hiçbir şekilde ibret almayarak aynı hatayı tekrar tekrar yapmaya devam etmesidir.
Demokratız diyorlar ama!..
Bunun son örneklerinden birinin DEVA Partisi olduğunu DEVA ile ilgili yazdığım analizlerde okurlarımız görmüşlerdir. Demokrasi, liberalizm, çağdaşlık ve özgürlükler konusunda kimselere meydan bırakmayan, sürekli AK Parti ve MHP’yi AB’den uzaklaşma konusunda eleştiren DEVA Partisi söylemlerinin aksine gün geçmiyor ki nobran, totaliter ve oportünist yüzünü bizlere göstermesin.
Ben ‘ATADIM’ oldu
İl ve ilçe başkanlıklarının delege iradesine dayanmadan merkezden atanması konusunda siyasi liderliği kimseye bırakmayan DEVA Partisi en son Eskişehir il ve 16 ilçe başkanını GMYK’de (merkezden) atayarak demokrat bir şehir olan Eskişehir’de hiçbir varlık gösteremeyeceğini ve parti içi antidemokratik uygulamalarını da göstermiş oldu.
“Kadın Eylem Planı” mış… mış…
Asrın demokrasi iftiharı olan DEVA Partisi, kadın konusunda da İstanbul Sözleşmesi aşığı olarak her fırsatta bu sözleşmeyi geri getireceğini belirtir hatta seçimlerden öncede “Kadın Eylem Planı” hazırlayarak kamuoyuna kadın konusunda nasıl da hassas olduğunu göstermeye çalışmıştı.
Kadın kurucu üye maruz kaldığı hakaretlere dayanamadı
Pek çok il ve ilçede kadın kolları faaliyeti bile yürütemeyen DEVA Partisi’nde yaşanan parti kurucularından Essum Saatçi Aslan’ın istifası DEVA Partisi’nin de her geçen gün demokrasi, hukuk ve kadın hakları konularında nasıl bir girdap içerisine düştüğünü bizlere gösterdi. Urfa’nın yetiştirdiği önemli bir kadın entelektüeli olan ve vaktiyle Saadet Partisi ve Ak Parti’de siyaset yapan DEVA Partisi kurucularından Essum Saatçi Aslan yaptığı yazılı bir açıklama ile partiden istifasını ve istifa sürecini kamuoyuna anlattı.
İstifası sonrası sert açıklamalar
Essum Hanım istifa gerekçesinde özetle, parti tüzüğünün tüm partilileri bağlaması gerekirken buna uyulmadığını, parti içi demokrasinin zayıflığını, parti içi ortak aklın hayata geçemediğini ve istişare kültürünün uygulanamadığı ama esas önemlisi ise DEVA Parti sözcüsü ve bizlerin basın açıklamalarını prompterden okumalarıyla tanıdığımız İdris Şahin’in GMYK toplantısında kendisine hakaret ederek psikolojik şiddet uyguladığından bahsetmektedir.
Essum Hanım yaptığı açıklamada genel başkanının ikazlarına rağmen kendisinden özür dilenmediği ve şahsına karşı çirkinliğin GMYK toplantısında sürdürüldüğünü ve hadisenin parti içinde üzerinin örtüldüğünü ve disiplin incelemesi sonucunda da herhangi bir yaptırımın uygulanmaması karşısında partiden istifa ettiğini açıklamıştır.
Hani şiddetin her türlüsüyle mücadele edilecekti
Görkemli bir lansman töreniyle “Kadın Eylem Planını” açıklayan DEVA Partinin planda anlattıklarıyla Essum Hanımın yaşadıkları yukarıda bahsettiğimiz DEVA’nın içine düştüğü tezatlık girdabını net bir şekilde göstermektedir. Eylem planında “Kadına yönelik ekonomik, fiziki, psikolojik ve sosyal şiddetin her türlüsüyle mücadele edeceğiz” diyen DEVA Partisi neden Essum Hanım’a yönelik hakaretlerle ortaya çıkan psikolojik şiddetle mücadele edememiştir sorusunu herhalde partinin yetkililerine sormamız gerekiyor.
Kendi kurucusunu psikolojik şiddete karşı koruyamayan bir parti ülke kadınını kazayla iktidar olursa nasıl koruyabilir? Ayrıca yine eylem planında “Kadının korunması, desteklenmesi ve aile içi sorunların çözümüne yönelik koruyucu, önleyici ve rehabilite edici hizmetlere ağırlık vereceğiz.” diyen DEVA Partisi kendi parti ailesi içerisinde Essum Hanımı neden GMYK’da koruyamamış ve onu rehabilite ederek partiden ayrılmasını engelleyememiştir?
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete
Söylenecek söz çoksa da DEVA’nın eylem ve söylem farklılığının bu kadar birbiriyle çatışma halinde olması bu millete reva görülmemelidir. DEVA Partisi artık kendisini dev aynasında görmekten ve gerçekleştiremeyeceği vaatlerde bulunmaktan, yaldızlı cümleler kurmaktan vazgeçmelidir. Eğer DEVA Partisi bu tavrına devam ederse tabela parti olma noktasında gösterdiği kararlılık amacına ulaşacaktır. Kalın sağlıcakla.