Ön seçim olmadı, temayül yoklaması olsun bari…

0

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim takvimini henüz açıklamamasına rağmen 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek başkanlık ve milletvekili seçimlerine 3 aydan biraz fazla zaman kaldı.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını henüz açıklamaması il ve ilçe teşkilatlarında seçim çalışmalarının ağır aksak yürütülmesine neden oluyor.

Bu belirsizlik en çok milletvekili aday adaylarını zorluyor. Milletvekili aday adayları ekiplerini henüz kurmadan sadece yakın arkadaşlarıyla ziyaretler gerçekleştirerek nabız yokluyor, kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar.

Adayları, parti lideri ve beraberindeki sınırlı sayıda üst düzey yöneticilerinin belirleyecek olması da aday adaylarının en büyük handikabı olarak karşımıza çıkıyor.

Bu aday belirleme sistemi parti içi demokrasiye büyük darbe vururken, parti yönetimini de oligarşik bir yapıya dönüştürüyor.

Antidemokratik bu anlayış parti içi yarışmayı yok eder, partiyi bürokratlaştırır ve lidere yaranmayı öne çıkarır.

Hal böyle olunca para babaları, aşiretler, kodamanlar feodal ilişkiler örgüsü içinde partilerde kendilerine önemli yerler edinirler.

1980 askeri darbe sonrası uygulanmaya başlayan Neoliberal ekonomik politikalar siyasi partileri, kendi menfaatleri doğrultusunda dönüşüme uğratarak, kitlelerden uzaklaştırdı.

Dönüştürülen siyasi partiler, üyelerine ‘önseçim’ kavramını unutturdu. Oysa Siyasi Partiler Kanunu’nun 29’unce maddesi açık ve nettir.

“Aday listelerinin hazırlanması parti üyelerinin katılımına açıktır”

CHP, 2015 seçiminde ön seçim yaparak katılımcı demokrasinin bir örneğini sergiledi. CHP’ye kattığı artı değeri ve sonuçları hepimizin hatıratındadır.

Ön seçim demokrasinin işleyişi ve aynasıdır; ön seçim dışındaki aday belirleme yöntemleri, partili üye ve seçmenlerin isteklerini yansıtmadığı için ‘demokratik’ kabul edilemez.

Ön seçim treni bu seçimde maalesef kaçtı. Çünkü hem süre kısıtlı hem de siyasi partiler yasası buna izin vermiyor, geç kalındı.

İktidara bu kadar yaklaşan parti, listeleri kesinleştirmeden önce en azından kendi içinde bir ‘Temayül Yoklaması’ yapma kararını düşünmelidir.

Parti üyeleri oligarşik üst yapının değil, kendi istedikleri isimleri meclise göndermek istiyor,

Binlerce milletvekili aday adayı ordusundan yeni bir küskünler, dargınlar ordusu yaratmanın ne ülkeye ne de CHP’ye yararı olmayacaktır.

Türkiye’nin kurtarıcı ve kurucu partisi CHP’nin parti içi demokrasiyi önce kendi içinde işleterek, diğer siyasi partilere örnek teşkil etmesi gerekir.

Hakkı olanı hak sahibine vermek, demokrasi çığırtkanlığı yapmaktan daha evladır.

Her seçim elbette önemlidir ancak bu seçim Türkiye Cumhuriyeti’nin devamı açısından çok çok daha önemlidir.

CHP’nin bu seçimde listelerde hata yapma lüksü yoktur.