Siyasette, siyaset yapan kişinin tanınırlığı çok önemli. Geçim derdine düşmüş, ay sonu ev kiramı nasıl öderim düşüncesindeki halkın siyasete ve siyasetçiye ilgisi oldukça alt seviyede.
Manavgat hafta sonu iki genel başkana ev sahipliği yaptı. DP lideri Gültekin Uysal ile Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ Manavgat’ta bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi, esnafı ziyaret etti.
Gültekin Uysal’ın yanında Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt şayet olmasaydı Uysal kendini pek ifade edemeyecekti. Çünkü Pazar yerindeki ziyarette çoğunluk Gülten Uysal’ı işaret ederek kim bu? Sorusunu sorarken Cemal Enginyurt’u bağrına basıyordu.
Cemal Enginyurt’un bilinirliği, tanınırlığı, sivri dilliliği halk nezdinde kendine taraftar bulmuş, genel başkanın kimliğinin önüne geçmişti.
Yaşadığım bir örnekte pazarcı bir kadının kim bu? Sorusunu kendini tanıtması için Uysal’a yönelttiğimde; pazarcı kadına dönerek ; “Ben sarı çizmeli Mehmet ağa” diye cevap vermesini yadırgamadım dersem yalan olur.
Belki bu nedenlerden dolayı DP ve beraberindeki heyetin Cumartesi Pazarı ziyareti yirmi dakika içerisinde oldu da bitti..!
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’da durum oldukça farklıydı. Özdağ’ın sığınmacı politikaları ve Süleyman Soylu ile olan kavgası belli ki geniş halk kitlelerince takip ediliyordu.
Manavgat’ta Ümit Özdağ’a gösterilen ilgi Cemal Enginyurt’u kıyaslamanın dışında tutarsak DP liderine gösterilen ilgiden kat be kat daha fazlaydı.
Hal böyle iken Manavgat halkının büyük bir çoğunluğunun siyasi partilerin ilçe başkanlarını tanımamasından daha doğal ne olabilir ki?
İlçe başkanları da sağ olsunlar kendilerini halka tanıtmak için bir çaba göstermiyor. Şayet varsa bir açıklamaları, etkinlikleri sosyal medyadan iki fotoğraf paylaşıp duyuruyorlar, hepsi bu!
Tabi ki kırsal mahallelerde oturan 50 yaş üzeri insanlarımızın ellerinden akıllı telefon düşmüyor. Her saat her dakika siyasiler ne demiş onları takip ediyor…
Siyaset yapıyormuş gibi görünmenin en çok yaşanan il ve ilçe halkına zarar verdiğini malumun ilanıdır.
Bırakalım bu kadar derine inmeye bugün partilere üye olanların hemen hemen yüzde yetmişi üyesi olduğu partinin ne başkanını ne yöneticilerini tanıyor…
Sizce bu ayıbın sorumluluğu kim ya da kimlere ait?
Her cevap kişinin kendi vicdanında ve içindedir…
Şimdi önümüzde İYİ Parti kongresi ile Ziraat Odası’nın delege seçimleri var.
Yüzde onluk bir kesim dışında sizce umursayan var mı?
Pardon, İYİ Parti ilçe başkanı ile Ziraat Odası başkanının isimleri neydi?
Bilmediğim bir şeyi unuttuğum için kendime çok kızdım….