Siyasette dün söylenmeyenlerin bugünkü konjonktürde söylenmesinin ne doğruluğu ne anlamı ne de geçerliliği vardır.
Küçük esnaf, özelliklede bakkallar bu martavalları artık yutmuyor. Bıçak kemiğe dayandı. Krizlerle boğuşan bakkal esnafı, kendi gelecekleriyle ilgili bağlı bulundukları tüzel kişiliklerin seçim öncesi açıklamalarına bir taraflarıyla gülüyor.
Antalya Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği ve TESK GENEL Başkan Vekili Adlıhan Dere’nin geçtiğimiz günlerde alışveriş merkezleriyle (AVM) yaptığı açıklamalar tam da bu türden.
Keza Dere’nin Manavgat’taki vekili, AESOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Manavgat Bakkallar Odası Başkanı Abdullah Akça’nın da halefinden geri kalır yanı yok.
Yıllardır üç harfli alışveriş merkezleriyle ilgili tek kelime etmeyen bu başkanlar, şimdi çıkıp ‘marketler arası mesafe 500 metre olsun. Nüfus konjonktürü getirilmesi lazım. Vs…’ diyorlar.
Yıllardır oturdukları koltuklarda seslerini çıkarmayanların şimdi çözemeyecekleri bir sorunu gündeme taşıyıp, seçim yatırımı olarak kullanmalarını hangi esnaf yiyecek?
Yemezler…

Adlıhan Dere ve Abdullah Akça başkanlık koltuğuna oturdukları zaman doğan bir çocuk şimdilerde 20 yaşında bir delikanlı.
Ya bunların en tepesindeki isim TESK Başkanı Bendevi Palandöken, 18 yıl konfederasyon başkanlığı olmak üzere 1984 yılından beri yani tam 57 yıldır başkanlık yapan bir isim.
Sonuç? Kocaman bir sıfır…
Odaları siyasetin arka bahçesine çeviren, o makamları basamak yaparak yükselmeyi amaç haline getiren bu isimlerin başkanlıkları döneminde binlerce, on binlerce küçük esnaf kapısına kilit vururken, bu arkadaşlar maalesef koltuklarını korudular.
Değerli esnaf kardeşim,
Ne kadar zor günler geçirdiğinizi biliyorum, biliyoruz. Ama ben hala ısrarla üç harfli marketler yerine sana gelmeyi tercih ediyorum. Mahallemin geleneklerini, değerini korumak adına varlığını sürdürmeni cani gönülden istiyorum.
Senin varlığın sayesinde çocuklarımın doğal gıda ihtiyaçlarını açtığın krediyle rahatlıkla karşılayabiliyorum. Ve hatta kimselerden poşet parası bile almıyorsun!..

Sizler bu kadar değerli iken, sizleri haklarını korumak iddiasıyla yıllardır o koltuklarda oturmalarına izin verdiğiniz yöneticilerin tutarsızlığına daha ne kadar tahammül edeceksiniz?
Dünya büyük bir değişim süreci yaşarken, acaba sizleri cendere içine sokan bu yapıyı neden değiştiremiyorsunuz?
Cidden merak ediyorum!
Nacizane bir önerim olacak: Bundan 30 yıl önce Ferhan Şensoy’un kaleme aldığı ve bu günlerin geleceğini öngördüğü bir tiyatro oyunu var.
“Kahraman bakkal süpermarkete karşı”
Ocak ayında yapılacak seçimden önce izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

