Geçen Cumartesi günü CHP Manavgat İlçe Örgütü yeni ilçe başkanını seçti. Aliye Coşar’ın milletvekili olmak için istifasından sonra atanan Oykun Başar tek aday olarak girdiği seçimi kazanarak atanmış başkandan seçilmiş başkan konumuna ulaştı. Hayırlı olsun.
Demokratik meşruiyet önemlidir
Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi bir parti teşkilatlanmasındaki en önemli olgu eğer olağanüstü bir durum ortada yoksa il ve ilçe başkanının delege iradesiyle seçilmesidir. Dolayısıyla da Mayıs 2023 seçimleri gibi 15 günde 3 seçim atlatan bir partinin üç ay içerisinde hem mahalle delegelerini belirlemesi hem de ilçe başkanını seçmesi bazı partilere örnek olması gereken bir durumdur. Her siyasi partinin CHP kongrelerini örnek alarak demokratik meşruiyet kazanmaları gerektiğinin önemini bir kez daha vurgulamak isterim.
Asılan posterler özen gösterilmeliydi
CHP kongresinde şekil olarak en çok dikkat çeken unsur konuşmacıların arkasında duran Atatürk, Kılıçdaroğlu posterleri ile Türk bayrağına gerekli özenin gösterilmemesiydi. Atatürk ve Kılıçdaroğlu posterlerinin ve Türk Bayrağının kırışık olması 100 yıllık bir partiye yakışmadı. Ne de olsa “Aslan yattığı yerden belli olur” demiş atalarımız. Daha birkaç ay öncesinde Atatürk’e saygılarını sunmak için AKM karşısına Atatürk heykeli diken CHP’li Manavgat idarecilerinin bu tavrı en hafif tabiriyle özensizliktir.
Konuşmaların tamamı neden yayınlanmadı?
Kongrede şaşkınlık uyandıran bir diğer durum ise Manavgat Belediyesi Basın Birimi’nin kongreyi baştan sona kadar kayda almasına rağmen bunu yayınlamamış olmalarıdır. Tabi bizde sormadan edemiyoruz eğer yayınlanmayacaksa kongre neden belediyenin kameramanları tarafından çekildi?
Belediye’nin Basın Birimi ayrıca diğer partilerin ilçe kongrelerini de acaba çekiyorlar mı?
Hizipleri derinleştirmek CHP’ye fayda getirmez
CHP’nin yarı resmi yayın organı gibi çalışan yerel bir sosyal medya kanalının ise canlı yayında muhalif kimlikleriyle tanınan Mustafa Akkuzu ve Asım Bozkurt’un konuşmalarını yayınlamaması ise AK Parti’yi otoriteryanlık ile suçlayan, fikir hürriyetini savunan medyaya hiç ama hiç yakışmamıştır. Despotizmle mücadele ettiğini beyan eden CHP’nin bu tavrı parti içi bir çekişmenin sonucu olarak mı değerlendirilmeli yoksa fikir hürriyetine olan yaklaşımıyla mı? İşte CHP’nin bu söylem ve eylem zıtlığı hem Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini yitirmesine hem de Millet İttifakı’nın tarumar olmasına neden oldu. Kaldı ki ilçe kongresinde muhalif kanada sadece 5 dakikalık bir söz hakkının tanınması başlı başına bir sorun olmuştur. Parti içi konuların konuşulması gereken bir yerde siz eğer muhaliflerinize yeteri kadar söz söyleme fırsatı verip onları anlamaya çalışmazsanız parti içerisindeki hizipleri daha da derinleştirirsiniz.
Mayıs 2023 seçimleri öncesinde zaten bir ve birlik olamayan CHP’nin kongresinde yaşanan bu tablo yaklaşmakta olan yerel seçimlerde de CHP’nin yine bir ve beraber olamayacağının göstergesi gibi görünmektedir.
Siyasette feodelleşmeye son verilmeli
Bir gazeteci olmanın çok ötesinde bir fikir ve düşünce insanı olan Recep Memili Bey’in yıllardır Manavgat siyaseti için dile getirdiği ama tüm Manavgatlı siyasi çevrelerin özellikle de CHP’lilerin kulaklarını tıkadığı “siyasetteki feodalleşme” ne yazık ki CHP’nin yeni yönetim listesinde bir kez daha hortlamış gibi gözükmektedir. Yeni yönetim listesi CHP’nin Mayıs 2023 seçimlerinde TİP’e kaptırılan oylar konusunda hiçbir analizin ve sorgulamanın yapılmadığını bizlere göstermeye yetmektedir.
Yönetimde alt gelir grubundan emekçiler de yer almalıydı
TİP tarihi boyunca endüstriyel sermaye ya da toprak ağaları veya eşraf arasında sıkışan orta ve alt sınıfların sözcülüğünü yapmış, onların hakkını aramıştı. Hatta bu gruplara siyasal alanda yer açmıştı. Özetle TİP, bugün gelinen noktada gençleri, alt ve orta kesimleri konsülde etmeyi başarmakta ve bu başarıyı sürdürmektedir. Peki CHP’nin yeni Manavgat ilçe yönetim kurulu bu profilde mi, yani alt ve orta kesimleri, ezilenleri yansıta biliyor mu? Tabi ki de hayır. Yönetim kuruluna baktığınız da iki özelliğin baskın olduğunu göreceksiniz. a) Manavgat’ın yerli ailelerinden gelenler b) maddi gelir olarak toplumun üst seviyesini temsil eden eşraf, toprak zengini, otel sahiplerinden beslenmesi. O halde soruyu tekrar soralım yönetim kurulunda turizm işçisine, toprak çalışanına ve dahi Manavgat’a dışarıdan gelen Konyalı, Maraşlı, Hataylı gibi mülk sahiplerinin inim inim inlettiği kiracılara yer vermeyen yeni CHP yönetim kurulu Manavgat’ın artık çoğunluğunu oluşturan dar gelirliyi mahalli idareler seçimleri öncesindeki son altı ayda CHP’ye oy verme konusunda ikna etmesi mümkün olabilir mi? CHP’nin seçim kazanmasının ve kendisine her türlü eleştiriyi getiren İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partileriyle ittifak yapmasını engelleyebilecek tek yol toplumsal kesimlerin tüm unsurlarını yönetim kademelerine almasından geçer. Eşraf, toprak baronları ve turizm zenginlerinin sultasının kırılması ve feodal ilişkilerin bitirilmesi CHP için zorunluluktur.
Yoksa Manavgatlı CHP’liler kendisini devrimci olarak görmüyor mu?