Uzmanlar uyuşturucu tüketiminin 9-10 yaşlara düştüğünü bas bas haykırıyor, yetkilileri uyarıyor. Siyasetin tepesindeki isimler ise birbirlerine laf yetiştirmekten konunun derinlemesine araştırılması ve tedbir alınması yönünde yeterli çabayı göstermiyor.
Gençlerimiz işsiz, gelecek korkusu yaşıyor. Yarınına umutla bakamayan insanlarımızın psikolojisi çamur gibi bulanık. Her an patlamaya hazır bir bomba gibi ailesine, çevresine patlamaya hazır yürüyen cesetlerle dopdolu sokaklarımız.
Bu satırları yazarken telefonum ısrarla çalıyor. Gönülsüzce açıyorum. Ahizenin ucunda hiç tanımadığım ağlamaklı bir ses, kendini tanıttıktan sonra trafikte yaşadığı bir olayı anlatıyor.
- Gazipaşalıyım. 30 yıl devlete hizmet etmiş emekli bir memurum. Bir tanıdığımı ziyaret etmek için Antalya’ya gidiyordum. Çolaklı’yı az geçmiştim ki arkamda bir aracın tehditkâr bir şekilde beni rahatsız ettiğini fark ettim. Sağa yanaşmam için yol müsait değildi. Sağa yanaşmam biraz zaman aldı. Araç beni solladı. Solladı ama biraz ilerde direksiyonu önüme kırdı. Durmak zorunda kaldım. Araçtan dört genç indi. Gözleri dönmüştü. Korktum kendimi arabaya kilitledim. Hayâsızca camlara, kaportaya tekmelerle vurmaya başladır. Hayır, hayır sarhoş değillerdi, deneyimimle bunu anlayabilirdim. Bu gençler uyarıcı bir maddenin etkisindeydiler. Saldırganlıkları bu yüzdendi. Korkuyla gözlerimi kapadım, olacakları bekledim. O esnada bir kamyonun sert fren yapıp durmasıyla gözlerimi açtım. Gazipaşalı bir kamyoncu arabamı tanımış ve hemen yardımıma koşmuştu. Dört gence karşı kamyoncu elinde sopasıyla hem kendini hem beni savunmak için çaba sarf ediyordu. Neyse ki bu arbede fazla sürmedi. Gençler hakaretler savurarak araçlarına bindiler ve gittiler.
- Çolaklı Jandarma’ya haber verdim. Hemen olay yerini intikal ettiler. Aracın plakasını verdim, şikâyetçi oldum. Benim yaşadığımı bir başkası yaşasın istemedim. Orada hiçbir sebep yokken ölesiye dayak yiyebilirdim. Belki de öldürülebilirdim! Yaşadığım korkuyu anlatabilmek mümkün değil. Korktuğum için utanmadım. İnsanlığın getirildiği noktayı görmekten utandım.
30 yıl devlete hizmet etmiş emekli bir memurun Manavgat Güvercinlik Mevkii’nde yaşadığı bu acı olayda söylediği bir söz var ki; üzerine ne yorum yapılabilir ne de yazıya devam edilebilir…
“Korktuğum için utanmadım. İnsanlığın getirildiği noktayı görmekten utandım.”