Gazeteci kardeşimiz Sedat Manav, bugün Manavgat’ı yakından ilgilendiren çok önemli bir habere imza attı. Haberinde Sözen konutlarının hemen üst tarafında bulunan 72 dönümlük (72 bin metrekare) Sorkun orman arazisinde kepçelerin yol çalışması yaptığını ve birilerinin bu araziye çökmek istediğini manşetlerine taşıdı.
Bende bugün Gezgin Adam Dergisi TV’de her hafta düzenli olarak yaptığım ‘Günün Yorumu) programında, Sedat Manav’ın haberini referans göstererek yorumladım.
Piyasa değeri 1 Milyar TL yani eski parayla bir Katrilyon olan bu değerli araziyi kimler nasıl ele geçirmeye çalışıyor? Onun perde arkasını aralamaya çalıştım…
6360 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un yan ısıra pek çok kanunda yapılan değişiklikleri anlatmaya çalıştım.
375 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle hayatımızın akışını tümden değiştiren ‘Mülkiyet Yasası!’ hakkında bilgiler vermeye çalıştım.
Yasa değişiklikleri ile yerel yönetimlerin nasıl etkisiz ve yetkisiz hale getirildiklerinden kısa örnekler sundum. Bunun yanı sıra sınırsız yetkiyle donatılan Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve tek karar merciinin Başkanlık makamı olduğunu bir kez daha hatırlattım.
Tüm bu gerçeklik gözümüzün önünde dururken Sedat Manav’ın haberinin altına yapılan yorumları şaşkınlık ve hayretle okudum.
Tüm yasaları değiştiren, sermayeye rant kapılarını açan sanki CHP ve onun belediye başkanlarıymış gibi kabul edilmesi mümkün olmayan ağır hakaretler içeren yorumlar yapılmış.
BAŞKAN KARA İLE SÖZEN BU ELEŞTİRİLERİ HAK ETMİYOR?
Önceki dönemin belediye başkanı Şükrü Sözen’e hemen etiket yapıştırılmış. Neymiş efendim bu talanda parmağı varmış!… Ayıptır, yazıktır, günahtır, bu karalamalar kul hakkına girmektir.
Bazı trollerin CHP’ye olan nefretlerinden payını alan sadece Şükrü Sözen mi? Hayır! Belediye başkanlığında daha 13 ayını bile doldurmayan Opr. Dr. Niyazi Nefi Kara’da eleştirilerden payına düşeni alıyor.
Kocaman Manavgat ailesi olarak bu tuzağa düşmemeliyiz. Bizleri birbirimizle kırdırmaya çalışarak arkamızdan gülen rantçı kişi ya da kişilere karşı uyanık olmak zorundayız.
Bu konuları sizler için yorumladım. Ancak yorumumda özel alana girdiği için söylemediğim bir konu vardı. Ancak bu saçma sapan yorumları okuduktan sonra burada yazmaya karar verdim.
Bu kararımdan ötürü Sözen ailesinin affına ve anlayışlarına sığınırım.
Hatırlarsınız; Sözen Konutları inşa edilirken birçok dedikodu günlerce konuşulmuştu. Sözen ailesine söylemedikleri laf kalmamıştı.
Bakın burada isim vererek yazıyorum; 45-50 yıl önce merhum İbrahim Sırrı Sözen, Sözen Konutlarının olduğu arsayı merhum Turgut Şen’den parasını vererek satın almıştı. İbrahim Sırrı Sözen o arsayı satın aldığı zaman oralar Selimiye Muhtarlığına (Side) köy tüzel kişiliğine bağlı arsalardı.
Araştırmak, öğrenmek ve doğruyu bulmak istemeyenler ancak çamur atar. Tıpkı bugün NİYAZİ Nefi Kara ile Şükrü Sözen’e çamur attıkları gibi…
Günümüzde yalan, gerçekten maalesef çok daha hızlı yayılıyor ve kabul görüyor….
